Müzikli hikayeler, seslerin kullanımına uygun olarak hazırlanmış öykülerdir. Bazı müzik aletlerinin veya nesnelerin sesleri doğada var olan seslere benzetilir. Örneğin, hikayede geçen saatin tik-takları ritim sopaları, ksilofon gibi aletlerle veya el ile dizlere vurularak çıkarılabilir (Bal ve Artan 1995).
Çocuklara hikaye öğretmen tarafından anlatılır. Seslerin kullanıldığı bölümlerde bu ses ne ile çıkarılabilir gibi sorular sorularak çocuklardan kullanacakları materyalleri belirlemeleri istenir. Hikayede belirlenen seslere ve rollere göre çocuklara görev dağılımı yapılır. Hikaye bir yandan dramatize edilirken çocuklar uygun yerlerde seçtikleri müzik aleti veya nesneler yardımıyla hikayede geçen sesler çıkarılır. Hikayede seslerin yanı sıra ritim, şarkı, müzik ve hikayenin özünü anlatan kısa cümleler kullanılabilir (Morin 2001). Örneğin; kayıkla bir adaya yolculuk planlanabilir. Hikaye öncesinde konu ile ilgili kısa bir şarkı konuya ısınmayı sağlayabilir. Kürekler belirli bir ritimle çekilebilir. “Ada göründü, bu ada müzik adası!” gibi cümleler çocuklar tarafından söylenebilir. Cümlelerin kızgınlık, şaşkınlık, korku ve sevinç gibi farklı ses tonları ya da hızlı-yavaş olarak ifade edilmesi çocukların sesleri tanımalarına, vurguları doğru kullanmalarına yardımcı olur.

Müzik etkinlerinin oyun yoluyla verilmesi, çocukların bu etkinliklere hoşlanarak ve isteyerek katılmalarını sağlamaktadır. Oyundan aldıkları hazzı yaşamaları ve fazla olan enerjilerini boşaltmaları için müzik etkinlikleri çocuklara fırsatlar sağlamaktadır. Bu etkinliklerin doğru şekilde uygulanmasının çocukların gelişimi üzerinde birçok olumlu etkisinin olduğu bilinmektedir. Çocuklar müzik etkinleri yoluyla farklı deneyimler kazanabilir. Yeteneği olan çocuklar bu etkinler esnasında gözlenerek belirlenebilir, bu yeteneklerini geliştirme fırsatı sağlanabilir ayrıca bu çocukların okul dışında müzik eğitimi almaları için aileler ile görüşülerek çocuklar yönlendirilebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder